ısındırıcı oyunlar
1-
Zıp Zıp Zıpla Oyunu
Çocuklar oyun alanında, aşağıda gösterilen
sözleri tekerleme gibi söylerler ve belirtilen devinimleri tekerlemeye uyarak
yaparlar.
Zıp zıp zıpla ( tek ayakla zıplanır )
Hop hop hopla ( iki ayakla hoplanır )
Top top topla ( Son iki hecede yere çömelinir
2-
Rengi Nedir Oyunu
Bu oyun çocuklara renkler öğretildikten sonra
oynanır. Renkleri pekiştirme, dikkati arttırma oyunudur. Öğretmen, küme
halindeki çocuklara, üstlerindeki giysilerin, duvarların, kitap kaplarının,
blokları, araç-gereç ve oyuncakların vb. renklerini sorar, çocuklar söylerler.
Bunlar içinden, özellikle 4-5 nesnenin rengine dikkat çeker.
Daha sonra çocuklar bir ebe seçerler. Ebe
yumulur,
Öğretmen ebeye, "Ali'nin kazağının rengi
nedir ?" diye sorar. Ebe bilirse ebelikten kurtulur, alkışlanır. Bilinen
çocuk ebe olur. Ebelik bilinceye kadar devam sürer.
"Rengi nedir ?" sorusunu, öğretmen
yerine herhangi bir çocuk da sorabilir. Ebe değiştikçe, soran çocuk da
değişebilir. Soran çocuk da ebe gibi seçimle belirlenebilir.
3-
Kim Yok Oyunu
Çocuklar yere oturtulur. İçlerinden birini ebe
seçerler. Ebe başını öğretmenin kucağına koyar, gözlerini yumar. ( çocuk
gözünü, bir başka yerde de yumabilir ) Öğretmen, ebeye sezdirmeden, bir çocuğu
işaretle dışarıya çıkartır.
Ebe gözlerini açar; Öğretmen ebeye "Kim
yok ?" diye sorar. Çocuk bilirse ebelikten kurtulur. Adı bilinen çocuk ebe
olur. Ebe, üç ad saydığı halde bilemezse yeniden ebe olur, yumulur.
4-
Hangisi Yok Oyunu
Üniteye uygun birkaç nesne, varsa bir masanın
üzerine ( yada oyun alanına ) konulur. Her biri çocuklara "Bunun adı nedir
?" diye gösterilerek sorulur. Çocuklar her nesnenin adını söylerler,
yinelerler.
İçlerinden biri ebe seçilir, dışarı çıkarılır.
Ebe dışarıdayken, nesnelerden birisi saklanır. Ebe içeri çağırılır. "Demin
burada bulunan nesnelerden hangisi yok ?" diye sorulur. Bilirse ebelikten
kurtulur, kurtulan çocuk, bir başka çocuğu ebe seçer. Oyun böylece sürer.
5-
Çevir Salla Oyunu
Çocuklar yere otururlar. Öğretmen aşağıda
gösterilen sözleri söyler, devinimleri yapar. Çocuklar da, aynı devinimleri,
öğretmene öykünerek yaparlar.
Başını çevir, çevir ( başlar soldan sağa,
sağdan sola çevrilir )
Başını salla, salla ( Başlar sağa-sola,
öne-arkaya sallanır )
Kolunu çevir, çevir ( kollar önden arkaya,
arkadan öne çevrilir )
Kolunu salla, salla ( kollar, aşağıya
indirilir, avuçlar yere birbirine koşut olarak önde tutulur, soldan sağa,
sağdan sola sallanır, sonra da yine iki kol birbirine koşut olarak, ön tarafta
bir daire çizecek biçimde sallanır. )
6-
Büyü Büyü, Küçül Küçül Oyunu
Çocuklar ayakta durur. Öğretmen, aşağıda
sözleri söylerken, çocuklar bu sözlere göre devinimler yaparlar. Önce büyü
büyü, sonra da küçül küçül oyunu oynanır.
Büyü büyü
Kollarını yukarıya kaldır
Daha çok kaldır, daha çok kaldır
Ayak parmaklarının ucuna bas
Daha çok yüksel, daha çok yüksel
Büyü büyü kocaman ol, büyü büyü kocaman ol…
( Çocuklar en çok yükseldiklerinde, ara
vermeden küçül küçül oyununa geçilir )
Küçül küçül
Kollarını indir
Çömelerek büzül
Daha çok büzül, daha çok büzül
Küçül küçül, minicik ol…
7-
Zıpçıktı Çiçek Açtı
Çocuklar halka biçiminde çömelirler. Öğretmen,
"çocuklar, şimdi sizinle, zıpçıktı çiçek açtı oyunu oynayacağız."
der, oyunu anlatır.
Oturan çocuklar, " zıpçıktı çiçek
açtı" denilince, hızla ayağa kalkar, kollarını yana açar ve yine
çömelirler. Öğretmen bunun tersini de söyler: " zıpçıktı çiçek
açmadı" diyebilir. Bu durumda çocuklar çömelik durumlarını
bozmayacaklardır.
" Zıpçıktı çiçek açtı" denilince
çömelik kalan yada "zıpçıktı çiçek açmadı" denilince ayağa kalkan
çocuk, yanmış olur; oyun dışı kalır.
8-
Ellem Büllem Oyunu
Çocuklar yere otururlar. İçlerinden biri ebe
seçilir. Ebe, oturan çocuklara eliyle dokunarak aşağıdaki tekerlemeyi sayışma
gibi söyler. Son hece söylenirken ebe hangi çocuğa dokunmuşsa o çocuğu sorguya
çeker.
Ellem büllem
Epelek sepelek
Sarı kızın satması
Kara koyunun dolması
Al bunu çek bunu
Ebe : Hamam önüne vardın mı ?
Çocuk : Vardım.
Ebe : Benim devemi gördün mü ?
Çocuk : Gördüm.
Ebe : Çullu muydu, çulsuz muydu ?
Çocuk : Çulluydu.
Ebe : Benim devem çulsuzdu, bilemedin.
Ebe : Yolda tavuk gördün mü ?
Çocuk : Gördüm.
Ebe : Ak mıydı, kara mıydı ?
Çocuk : Karaydı.
Ebe : Benim tavuğum ak idi, bilemedin.
Ebe : Develerime tuzlu su mu içirdin, tuzsuz
su mu ?
Çocuk : Tuzlu su içirdim.
Ebe : Vah vah benim develerimin ciğerlerini
yakmışsın ha !… ve çocuğu kovalamaya başlar, çocuk kaçar. Yakalanan çocuk ebe
olur. Yakalayamazsa ebeliği devam eder. Oyun böylece sürdürülür.
9-
Balık Tutma
Bahçeye, oyun alanı olarak, iki metrekarelik
bir dikdörtgen çizilir. Buna "balık ağı" denilir. Sayışma yapılır,
bir ebe seçilir. Ebe "balıkçı" olur; balık ağının bir köşesinde
bekler. Öteki çocuklar "balık" olurlar ve ağ çevresinde dolaşırlar.
Diledikleri zaman balık ağına ( yakalanmamaya çalışarak ) girip çıkarlar.
Balıkçı ise, ağa giren balıkları yakalamaya
çalışır. Ağın içine olabildiğince çok sayıda balığın girdiği bir anı kollar.
Dilediği zaman "dur" yada "yakaladım" diye bağırır. Balıkçı
bağırınca, ağ içinde bulunan bütün balıklar oldukları yerde kalırlar. Balıklar
yakalanmış olur.
Balıkçı, balıkları sayar, arkadaşlarına
sayısını söyler, ebelikten kurtulur. Yakalanan balıklar, aralarında sayışarak
yeni bir ebe seçerler. Yeni ebe balıkçı olur. Oyun böylece sürer. Oyun sonunda,
en çok balık tutmuş olan çocuğa "reis" adı takılır ve o çocuk
alkışlan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder